Metin ANDAÇ

 

 

Şehit Düştüğü Tarih: 31 Mart 1998

 

Şehit Düştüğü Yer: İzmir

 

Doğduğu Tarih: 1952

 

Doğduğu Yer: İzmir, Bergama, Narlıca Köyü

 

 

Ege Bölgesinde, yoldaşları Neslihan USLU, Hasan AYDOĞAN ve Mehmet Ali MANDAL ile birlikte gözaltına alındılar. Gözaltına alındıkları kabul edilmedi ve kaybedildiler.

Yaklaşık bir yıl sonra, itiraflarda bulunan Turan Ünal adlı kontrgerilla elemanı, dört devrimcinin Foça’daki askeri birliklerde işkence yapıldıktan sonra, kolları, bacakları kırılmış olarak bir tekneye konulduklarını ve teknenin Seferihisar açıklarında bombayla batırıldığını açıkladı.

 

1952 yılında Bergama'nın Narlıca Köyünde doğan Metin Andaç'ın çocukluğu ve gençliği Ege'nin bereketli topraklarında yoksul ve alevi bir köylü ailesinin çocuğu olarak geçti, ilkokulu köyünde okudu. Bergama Ortaokulunu 2. sınıfta terketti. 1972 yılında askerde bulunduğu süre hariç 1977'e kadar kendi köyünde çiftçilik yaptı. 1977 yılında ise İzmir'e gelerek Tariş üzüm fabrikasında işe girdi. Bu yıllar Metin Andaç'ın devrimci düşüncelerle tanıştığı yıllar oldu.

Metin Andaç, yoksulluğu, faşizm gerçeğini tanıyan bir emekçi olarak sınıfının safında yerini aldı. Ege bölgesinin ve ülkemiz işçi sınıfının mücadelesine damgasını vuran eylemliliklerden olan TARİŞ Direnişi esnasında bir devrimci sendikacıydı. 12 Eylül faşist cuntasından sonra sendika temsilcisi ve Tariş direnişçisi olarak iki ayrı mahkemede yargılandı, beraat etti.

Faşist cunta Metin Andaç'ı devrimci düşüncelerinden vazgeçiremedi. Faşizmin baskıları, işkenceleri, halkın mutlu geleceğine inancından döndüremiyordu onu. 1995'e kadar kendi köyünde bir emekçi olarak yaşadı. Ama devrimci düşüncelerinden, devrimcilerden hiç kopmadı. Yurtdışında kaldığı süre içerisinde vatanına sevdasını unutmadı. Yurtdışından döndükten sonra Ege'de gelişen mücadele içinde yerini aldı. Devrimciler köyüne gelip gittikçe Metin Andaç onlara kucak açtı. Bir halk insanı ve bir devrimci olarak mücadeleye katıldı. "Çocuklarım var", "ihtiyarım yapamam" diyecek biri değildi. Evini, olanaklarını, ilişkilerini herşeyiyle kavgaya sundu. 1995 yılında işçi Hareketi Gazetesi izmir temsilcisi olan Metin Andaç inandığı düşüncesini şimdi bir Cepheli basın emekçisi olarak sürdürüyordu. Yılların deneyimli devrimcisiydi. İşçi sınıfının ve köylünün kavgasında köşe-taşı olan direnişinde pişmiş kavga yıllarında saçlarına aklar düşmüş ama yorulmamış, yılmamış onurlu bir devrimciydi.

Faşizm de tanıyordu onu. Bu yüzden üç ay gibi kısa bir süre içinde gözaltına alındı. Bugün işkencecilikleri tüm dünya tarafından bilinen Manisa polisinin işkencelerine maruz kaldı. 21 Eylül Buca Direnişinin hemen ertesi gününde Buca, DHKP-C tutsaklarının koğuşuna geldi.

Yaşlı bedenine yapılan işkenceler, tutsaklık yine yıldıramamıştı Metin Andaç'ı. 21 Eylül sonrası hapishanelerde gerçekleşen genel direnişe katıldı, açlık direnişini zafere kadar sürdürdü. Bu direnişin zaferinden kısa bir süre sonra özgürlüğüne kavuşarak kavgaya döndü.

Uzun süre köylü mücadelesinin içinde yer alan Metin Andaç, bu dönemde de gözaltına alında, işkencelerden geçirildi, en son bir davadan hakkında verilen ceza nedeniyle devrimci yaşamını «illegal» olarak sürdürmek durumunda kaldı. Devrim mücadelesinin kendisine verdiği görevleri yerine getirmeye devam etti. Ve bu görevlerini yerine getirirken şehit düştü.

 

(Yukarıdaki özgeçmiş, Halk İçin Kurtuluş dergisinin 2 Mayıs 1998 tarihli, 79. Sayısından alınmıştır.)

 

 

Hakkında Daha Geniş Bilgi İçin...


Yoldaşları, yakınları Metin ANDAÇ’ı Anlatıyor: